Yoksa Aşk Diye Birşey Yok mu?

Gerçek Aşk
Gerçek Aşk

Sevgi, Sevmek, Sevilmek pFsss Nasıl birşşey bunu daha henüz çözen varmıdır ? Güzel söz ? Gezip Tozmak ? Öpmek, koklamak ? Yok daha tarifi yok aslında bir çok tarifi var sevginin fakat bu tariflere uyan kişileri bulan yoktur. Bazen gerçekten sevdiğimize inanırız, yada kendimizi inandırmaya çalışırız. Eğer gerçekten seviyorsak bile sevildiğimize inanırız yada inandırırız 🙂
Gerçek sevginin o vermiş olduğu mutluluğu sonuna kadar YAŞAMAK ?
Nasıl bir duygudur acaba ? O muazzam duyguyu bir kez olsun bende yaşamak isterdim. Hep kandırmışız kendimizi, hep inandırmışız En büyük aşk diye. Elbetteki bir çok insan, hemen hemen herkez söylemiştir Şu cümleyi ; “Senden ayrılırsam olmaz, yapamam. Tek Sevdiğim Sensin Sensiz Yaşayamam” Peki ya bunların hangisi öldü ? kaç tanesi sevdiğinden ayrıldığı için yaşayamadı ?
Acaba diyorum ki sevgi tamamen bizim süsleme yaptığımız bu sözlerden mi ibaret ? Sözlerde söylediğimiz bu “GERÇEK SEVGİ” normalde sadece rivayetlerden ötürümüdür ?
Yada biz yalancıyız ÖLMEK mi ? kim kendi canına kıyar ? ve Ne kadar doğrudur ?
Ahh biz insanlar abartmayı ne kadar çok seviyoruz Ve bu sözleri abarttığımız gibi karşımızdaki SEVDİĞİM diye adlandırdığımız kişiyide gözümüzde abartıyoruzdur kesin. Onları herşeyden üstün görüyoruzdur illaki.
Peki bu gerçek sevginin hakikaten “SAF” olanı varmıdıır ? tamamen süslü sözcüklerden arınmış tam anlamı ile sevgiyi yaşayan ve yaşatan… Gerçekten içten gelenler ile konuşan ve gönlünün güzelliği ile gören, seven, dokunan var mı acaba ? Çıkarsızca, yalansızca bir sevgi….
Aslında çok basit olsada bazen böyle derinlere girdiğimizde içinden bile çıkamayacağımız sorular karşımıza gelebiliyor.
Eğer gerçek aşk-ı yaşayan varsa bu konu hakkında görüşlerini bize belirtirse sevinirim.

“Yoksa Aşk Diye Birşey Yok mu?” üzerine 5 yorum

  1. Evliliğin amacı yuva kurmaktır. ve yuva kurarken yuva kuracağımız insana aşık olmamız karşılıklı bir sevgi olması gerekir bence.

    Yanıtla
  2. Gerçek Aşkın Kaynağı
    İnsanlar içinde, Allah’tan başkasını ’eş ve ortak’ tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah’a olan sevgileri daha güçlüdür… (Bakara Suresi, 165)
    İnsanların hemen hepsi yaşamları süresince gerçek aşkı yaşayabilmenin yollarını arar dururlar. Her defasında tam bulduklarını zannederken, o aşkın da diğerleri gibi aldatıcı, gelip geçici ve sahte olduğunu anlarlar. Dinden uzak yaşayan cahiliye toplumu bireyleri, sevgiyi hep cahiliye yöntemleri içerisinde aramaları nedeniyledir ki, gerçek aşkı/sevgiyi yaşayabilmenin sırrına ulaşamazlar.
    İnanan insanlar için ise durum tamamen tersidir. Onlar gerçek ve samimi sevgiyi doruğunda yaşarlar, çünkü sevgilerinin temelinde yaratıcıları Allah’a duydukları derin sevgi ve teslimiyetleri vardır. Davranışlarını yalnızca sonsuz cennet umuduyla yapmaz; yaptıkları her şeyde Rabbimiz’i razı ederek O’nun eşsiz sevgisini kazanma hissiyatı içinde olurlar.
    Çevremizde sık sık arkadaşlıkları, dostlukları, iş ortaklıkları veya evlilikleri biten insanların haberlerini duyarız. Çok kısa bir süre önce, birbirlerini sevdiklerini, birbirlerine değer verdiklerini söyleyen kişilerin, birbirlerine çok ağır sözler söyleyerek ve birbirlerine iftiralar atarak, düşmanca ayrıldıklarına tanık oluruz. İnsanların ilişki türü ne olursa olsun aralarındaki bağların kopması genellikle bu şekilde aşağılama, suçlama ve nefretle olur. Ve bu insanların büyük bir çoğunluğu, artık “sevgilerinin bittiğini” söylerler.
    Aslında bu insanların yaşadıkları sistem içerisinde ’sevgi’ olarak adlandırdıkları şey, ’gerçek sevgi’ değildir. Bu yalnızca sağlam bir dayanağı olmayan, karşılıklı çıkarlar doğrultusunda gelişen, manevi derinliği olmayan ve maddi değerlere dayanan bağlardır.
    Bu bağlar öylesine zayıftır ki kaza sonucu sakat kalan ya da imkanlarını kaybedip yaşam şartları değişen, dolayısıyla artık karşısındaki kişinin beklentilerine yanıt veremeyen kişi, gördüğü ilgi ve sevgiyi kaybeder. Çok sevdiğini söyleyen kişi, bu konuma gelen insanla, değişik bahaneler ortaya koyarak tüm bağlarını koparır. Dinden uzak insanların yaşadığı sevginin, gerçek olmayan ‘sözde sevgi’ olduğu çok açıktır.
    Yaşamlarını Kur’an’a göre düzenlemeyen insanların, gerçek sevgiyi yaşamaları da olanaksızdır. Kaynağını kalplerindeki imandan alan gerçek sevgiyi yaşayan insanların yaşamlarında, söz ettiklerimizden çok daha zor olaylar, ağır şartlar dahi oluşsa sevgileri asla bitmez.
    İşte inanan insanların sevgileri, Allah’a olan bu güçlü, samimi ve içten sevgilerinden kaynak bulmaktadır. Karşılarındaki tüm güzellikleri yaratanın, yalnızca Rabbimiz olduğunun bilincinde olarak sevgiyi yaşarlar. Sevdikleri kişi hata da yapsa, imanlarından kaynaklanan şefkat, merhamet, hoşgörü ve bağışlama ile yaklaşırlar.
    Kısacası gerçek sevgi; temeli Allah sevgisi ve hoşnutluğu üzerine kurulmuş bir sevgidir; iman, takva ve Allah’a olan yakınlıkla artar. İman kalbine yerleşmiş bir insan, Allah’ı büyük bir coşku, aşk ve heyecanla sever. Allah aşkı ve hoşnutluğu, Allah’ın sevdiği bir insan olma umudu kişiye büyük şevk verir. Bu sevgi, insan ruhundaki coşkuyu, huzuru, mutmainlik duygusunu sürekli diri tutar. Rabbimiz’in benzersiz sanatı ve eşsiz yaratma kudreti, Allah’a olan sevgiyi daha da arttırır. Allah’a duyduğu sevgi nedeniyle, mümin, Allah’ın yarattıklarına karşı da büyük bir sevgi duyar. Allah’ı çok sevdiği için, yine Allah’a sevgi duyan insanlara karşı coşkun bir sevgi duyar. Ve inanan insanın, karşısındaki kişi imanı yaşadığı sürece, yaşlılık, sakatlık ya da maddi kayıp gibi durumlarda da sevgisi asla olumsuz etkilenmez. Tam aksine duyduğu sevgi daha da derinlik kazanır.
    Allah için yaşanan sevgide sadakat, merhamet ve bağışlama vardır. Allah için yaşanan sevgi bir süresiz ve sonsuzdur. Bu sevgi önce dünyada ve ardından sonsuz yaşamda devam etmeye kilitlenmiş bir sevgidir. Allah tüm güzel şeyleri yaratan tüm zevkin sahibidir ve hiçbirşey O’na duyulan sevgi ve imani coşku kadar kalpte tatmin duygusu oluşturamaz.
    Bu, Allah’ın iman edenlere bir lütfudur, Allah Katından bir nimettir. Bu, Allah’a inananlara has üstün bir güzellik, bir nimettir ve cennette de bu şekilde olacaktır.Yüce Allah gerçek aşkın, tutkunun, muhabbetin sırlarını bize Kuran’da açıklar. Rabbimiz, gerçek sevgiyi yaşamanın ancak imanla mümkün olduğunu “İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.” (Meryem Suresi, 96) ayetiyle Kuran’da bizlere bildirir.
    Toplumdaki insanların büyük bir bölümü ise ruhlarındaki sevgiyi öldürmüş durumdadırlar. İnsanların öncelikle ruhlarındaki ölüyü diriltmeleri gerekir; asıl önemli konu, Allah aşkının insanı sarmasıdır. Allah aşkını içinde hisseden insan dünyanın tüm güzelliklerine kavuşur. Kalbini Allah’a tam olarak teslim eden insan, artık Allah’ın yönetimindedir. Allah’ı aşkla seven insan yaşadığı aşkın derin güzelliğini ve mutluluğu sürekli içinde hisseder.

    Yanıtla

Windows Belediyesi için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et