Bazen diyorum baba neden geldiniz istanbula, neden orda kalmadınız diyoruım da. Söylediği cevap öyle yeterli oluyor ki onların buraya gelmelerinin sebebine cevap olarak.
Eğer onlarda kalsaydı, millet birbirini kırardı.
Tarla yok, su yok, ev yok, yiyecek yok, yok oğlu yok. Ama keşkede gelmeseydiniz be baba. Sevemedim bu istanbulu sevemedim bu insanları ve hiç ısınamadım bu havaya.
Çıldırımın havası da bir başka, suyu da bir başka, insanı da.
Ben doğal yaşam istiyorum, ben gerçekleri istiyorum.
Ben neydersin, ne yapersin, ne iş görersin istiyorum.
Nasılsın, ne yapıyorsun, nasıl gidiyor(kırıla kırıla) değil. Gerçekten doğal ve özlem duyduğum o yaşamı, o insanları istiyorum. Ben tezek kokan elleri istiyorum.
Ne çok şey istedim değil mi ?
Peki ya, çıldır bizden ne istiyor ?
“Beni unutmayın; ayda, yılda bir olsada yine gelin. Tekerlerin izi kayboldu, doğanlar büyük adam oldu ama gidenler bir türlü gelmedi diyor çıldır.”
Ben gideceğim, yakındır.
Bu dağların arkasında, esen rüzgarın sesinde, ömrümün son nefesinde dahi olsa geleceğim…