Kendimi Güzin Abla Hissettiğim Anlar

Kişisel Dünyam
Kişisel Dünyam

Biraz da kişisel olaylara çevirelim.  Bazen öyle oluyor ki kendimi hala lise çağında öğretmenimin sorduğu sorulara cevap verirmiş gibi hissediyorum ve bu sorular ardı ardına gelen sorular gibi. Bu yaşıma kadar arkadaşlarım ve çevremde hep popüler bir kişiliğe sahip oldum yada en azından ben öyle hissediyordum, öyle hissettirdiler.  Her yaşımda sordular söyledim, cevapladım ve bu cevaplarım karşımdakilere hep bir çözüm, bir çare oldu.

Hep bir abi gibi hissettim kendimi.
Hatta benden büyükler de sordular söyledim, rahatlattım ve bunu yaparkende onlarda hep bir gülücük, bir tebessüm görmek istedim ve bunu da başardım. İnsanları mutlu etmek onları benim mutlu ettiğimi bilmek benide öylesine içten mutlu ediyor ki, işte belkide benim en büyük mutluluk kaynağım bu. Bazı insanların mutluluğunu kendime başarı olarak görmek ve bunun benim eserim olduğunu bilmek beni mutlu ediyor.

Hazır sözleri sevmem, onun bunun yazdığı sözlerle konuşanları da sevmem. Herşey insanın yüreğinden gelmeli sevgi de, nefrette. Birşey söylerken sadece ağzım ile söylemem ellerim ve mimiklerim ile onu tamamlarım ve buda sözlerimin karşımdakine daha içten, daha sıcak geldiğini düşünürüm. Ayrıca 6.(Altıncı) His diye birşey var sanırım ki, ben buna inanıyorum. Artık 6 da olsa 5 de olsa bu bir gerçek ve bu gerçeği bende taşımaktayım. Birşeyi hissettiğimde, duyduğumda aklıma gelen evet başıma yada karşımdakinin başına gelecektir o an o hissi nasıl taşıyorum, bana nereden geliyor hiç bilmiyorum ama evet 6. his duygusu zataalimde mevcuttur. 🙂

Karşımdakinin konuştuğunu dinlerim ve bunu bir öneri olarak görürüm, benim gerçeklerim vardır. Benim gerçeklerim, karşımdakinin düşüncelerinden, önerilerinden çok daha önemlidir. Dinlerim, düşünürüm ve doğrularım doğrultusunda yapılması gerekeni yaparım, ona göre bir yön veririm çizgilerime ve o çizgimi hiç bir zaman bozmam. Her insanın bir çizgisi olmalı yaşadığı bu zor mücadeleli hayatta ve o çizgiyi hiç bir suretle bozmamalı. Bozduğu an bir çok şeyin kurbanı olacağını ve başarısızlıklara kapı açtığını bilmeli.

En önemlisi ufacık şeylerden mutlu olmayı bilmeli insan, herşeyi dert etmemeli mesela. Şükür diye bir söz vardır ve bu sözü her şeyde, her yerde aklına getirmeli sağlığına şükretmeli, ondan daha kötü durumda olanları düşünmeli ve en azından bunu düşünerek mutlu olmalı. Mutluluğa kavuşamıyorsa bile o kötü durumdan kendini kurtalmalı, normale dönmeli düşünceleri. Mutsuzluk ve sıkıntı bir çok şeyin başlangıcıdır, günaydın olmaz hiçbir zaman o insana karanlık günlerin temsilcidir mutsuzluk.

Bizlere düşen görev mutsuzluğu öncelikle kafamızda öldürmeliyiz.

Örneğin; Çok sevdiğimiz bir sevgilimiz var, canımızdan çok sevdiğimiz deriz ya hani. (Hani ALLAH`ın bize ve ona vermiş olduğu o emanet canı bir diğerinden daha alçakta tutarız işte ondan bahsediyorum. ) ve sevgilimizden bir sebeple ayrıldık, konu her ne olursa olsun. Bunun sonucunda vay ben onsuz ne yaparım, o benim canımdı, o benim kanımdı gibi sözler sarf ettiğimiz an saçmaladığımız andır o an. Düşünsenize onun öncesinde “O” mu vardı yanınızda ? O hayatınıza ne zaman girdi ki sizin canınız, kanınız oldu ? Evet birşeyler yaşamışsınızdır, seni mutlu etmiştir, gülüşü hoşuna gitmiştir, sözü hoşuna gitmiştir vs. bu hoşlantılarınıza can, kan olarak paha biçmeyin. Sizi sizden daha çok düşüneniz ailenizden başkası değildir. Diğerleri sadece teferruhattır, sadece hayatımıza giren renklerdir, biz sadece beyaz veya siyahlada yaşayabiliriz ama unutmayın ki ceplerinizde her zaman boyalarınız mevcuttur. Siz onları kullandığınız zaman renklisinizdir. Ayrılık öncesini sadece kafanızda bir macera olarak düşünün geldi, geçti ve işte buda bitti.

Bir sınav gibi, bir şarkı, bir kitap gibi düşünün. Bir kitabın gidişatınıda seversiniz, sonu iyi yada kötü biter hikayedeki kız ölür, çocuk kalır yada her neyse işte belkide istediğiniz sonuç bu değildi ama öyle yazılmış işte ne yazıkki kitap bitti. Ne yapıyoruz sonrasında. ? Hemen yeni bir kitap mı alıyoruz peki ? Elbetteki hayır o kitabın içerisindeki şeyleri düşünüyoruz güzellikleri kendimize saklayıp kötü şeyleri ise kendimize ders edip sonrasında aynı hata ile karşılaşmamayı kendimize sözlendiriyoruz.

Ya birşey söyleyeceğim bu kadar uzun yazı yazdım ya, konu konuyu açtı hani. 🙂 Bugün işyerindeki bir arkadaş hayatımdeğişti.com adında siteden bahsetti. Bilinç altı olayları felan dedi, telkinlerle hayatını değiştiriyormuşsun felan dedi, önceleri rüya görmüyordum şimdi görmeye başladım dedi ve daha bir çok şeyden bahsetti. Bende bunun üzerine eve geldiğimden beri yaklaşık 2 saattir siteden indirmiş olduğum bir kaç mp3 dosyasını dinlemeye başladım ve benim gerçeklerime ek bir gerçeklik daha geldi sanki. Evet müziğin ruhun gıdası olduğunu biliyordum ve ruh dinlendirici müzikler olduğu an ben daha bir iyi konuşmacı olduğumu da biliyordum ama bu daha bir farklı geldi sanki.

Bazen insan bir slow müzikle bile kendini iyi hissedebiliyor ve duygu, düşüncelerinin anlatımını kolaylaştırdığını düşünüyor ki, öyledirde. Fakat bu sitedeki parçalarda daha bir farklı etkilendim sanki.? Sizlerinde bu konuda yorumlarınızı merak ediyorum ya da bu site hakkındaki yorumlarınızı.

Site adı : Hayatimdegisti.com

Paylaş:

“Kendimi Güzin Abla Hissettiğim Anlar” üzerine bir yorum

Yorum yapın