Mark, Facebook’un Kuruluş Hikayesi

Mark, Facebook’un Kuruluş Hikayesi

Mark Zuckerberg’in Facebook’u kurduğu zamanlarla alakadar herkesin ufak tefek bazı bilgisi vardır. Okuduğu Harvard Üniversitesi’ndeki öğrencilerden en yakışıklı ve en güzel olanları bir araya toplamak için Facematch.com ve Coursematch.com adında siteler kuran daha sonra öğrencilerin fotoğraflarına erişim sağlamak için okulun web sitesini hacklediği ortaya çıkınca disipline verilen Zuckerberg, okulu bırakıp bu sefer şu an 1 milyardan fazla kullanıcısı olan Facebook.com’u kurdu. (biraz araştırma yaptığınızda her yerde bu tarz cümleler karşınıza çıkar) Fakat yine de Zuckerberg’in ağzından bu aşamada gerçekten neler oldu, olaylar nasıl gelişti de Facebook bu kadar büyüdü gibi soruların cevabını duyamamıştık. (genelde yanıtlar hep üstü kapalıydı) Mathias Döpfner ile bir röportaj yapan Zuckerberg, yaşamıyla alakadar tüm sorulara içtenlikle yanıt verdi.

Okul yıllarında internete karşı özel bir ilgisi olduğunu söyleyen Zuckerberg, o zamanların araştırma tabanlı siteleri Google ve Wikipedia’nın çok popüler olsa da bazı konularda eksik kaldıklarını düşündüğünü söyledi. Bu iki sitenin, farklı ülkelerde yaşayan insanların sosyal yaşamlarıyla alakadar hiçbir veriyi bünyesinde barındırmamasından ve internet kullanıcılarının birbirleriyle etkileşimi sağlayamamasından dolayı dolayı bir şeyler yapması gerektiğini düşündüğünü söyleyen Zuckerberg, öncelikle siteye minik minik parçalar entegre etmeye başlamış. 

Röportajın ilerleyen bölümlerinde sorularını teker teker sormaya başlayan Mathias Döpfner’in ilk sorusu, Coursematch.com’un Facebook’a dönüşüm aşamasının nasıl olduğu yönündeydi.

O zamanlar Rome of Augustus adındaki bir sanat tarihi dersini geçmesi gerektiğini söyleyen Zuckerberg, kendilerine bazı eserlerin gösterildiğini ve bu eserlerin sanatsal – tarihsel açıdan önemiyle alakadar kendilerinden bir makale istendiğini söyledi. Daha çok program tasarlamaya ağırlık verdiği için derse fazla odaklanamadığını ve final zamanı geldiğinde ‘Aha, şimdi yandım!’ diyen Zuckerberg, dersle alakalı hiçbir şey bilmediği için rastgele seçilen sanat objelerini karşımıza çıkaran ve bununla alakadar ne düşündüğünüzü yazmamızı sağlayan bir servis geliştirmiş. Sınıftaki herkese bu programı e-mail yoluyla göndermiş ve sınıf arkadaşlarının katılımıyla birlikte bir sosyal çalışma platformu oluşturmuş.

‘O zamanlarda notlarım önceki yıllara oranla daha iyi olduğu için farklı projeler geliştirmeye daha fazla zaman ayırdım ve toplam 10 farklı yazılım geliştirdim. Tüm bu yazılımları bir araya getirip insanların istedikleri paylaşımları yapabileceği bir platform oluşturmaya karar verdim, Facebook da bu şekilde ortaya çıktı’ diyen Zuckerberg, Facebook’un ana hatlarıyla ilk ortaya çıkışı için yaklaşık 2 haftalık sürenin kendisine yettiğini söyledi.

Döpfner’in ‘o zamanlar, ileride milyarlarca dolarlık bir siteye dönüşeceğini tahmin ediyor muydun?’ sorusuna ‘elbette hayır!’ şeklinde yanıt veren Zuckerberg, daha sonra Facebook’un büyüme aşamasından bahsetti.

Bir gün bilgisayar bilimleri dersine birlikte çalıştığı arkadaşına Harvard’daki öğrencileri bir araya toplayabildiği için çok mutlu olduğunu söyleyen Zuckerberg, aynı başarıyı dünya genelinde de yapabileceğini düşünmeye başlamış. Aslında böyle bir şeyi kendilerinin başarmış olmasına hala inanamadığını söyleyen Zuckerberg, yıllarca kendi kendine ‘Bu tarz bir şeyi neden daha önce kimse yapmadı?’ sorusunu sormuş. Daha sonra bunun cevabını bulduğunu söyleyen Zuckerberg, insanların attığınız her adımda size olumsuz bir yorumla geri döndüğünü, ‘Sen bunu yapıyorsun ama bu daha çok gençlere göre’ gibi yorumlar sebebiyle bu tarz girişimlerde bulunan kişilerin heveslerinin kırıldığını belirtti.

Son olarak insanların heves kırmaya yönelik buna benzer milyonlarca bahane üretebileceğini söyleyen Zuckerberg, hedeflerinizi doğrultusunda ilerlediğiniz taktirde yapamayacağınız şeyin olmadığını söyledi. Sanırım buna en güzel örnek de Facebook 🙂

Paylaş:

Yorum yapın