Sosyal Medyanın 10 Altın Kuralı

Sosyal Medya
Sosyal Medya

Sosyal Medyanın 10 Altın Kuralı

Sosyal medya artık herkes için önemli. Çünkü adı üstünde sosyal medya bu! Belli mi olur, ya rezil ya da vezir edebiliyor. Sosyal medyada vezir olmanın altın kuralları:
Sosyal medyanın gücünü artık kimse tartışmıyorsa da nasıl yönetileceği konusu markalardan ünlülere, devletlerden siyasilere kadar herkes için önemli olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Çünki adı üstünde “sosyal medya” bu! Belli mi olur, rezil de olursun vezir de. Durum bu kadar bıçak sırtında iken Millward Brown araştırma şirketi sosyal medyanın markalar açısından nasıl yönetileceğine dair bir çalışma yapmış. Konu öyle önemli ki “Value of a Fan/Bir Hayranın Değeri” araştırmanın sonuçlarını şirketin global CEO’su Eileen Campbell şunu açıklamış. Campbell, sosyal medyayı yönetmenin 10 altın kuralını sıralamadan önce şirketlerin önemli bir yanılgıya düştüğünü, “hayran sayısına” takıldığını, oysaki sayının değil, onlarla ne kadar iletişim kurulduğunun önemli olduğunu söylüyor.

Ve evet buna bende katılıyorum çok doğru bir incelemede bulunmuş

İŞTE 10 ALTIN KURALI OKUYALIM

1 -Yeni şeyler söylemeyecekseniz sosyal medyayı hiç kullanmayın: Web sitenizin ana sayfasını birebir sosyal medyaya kopyalayarak sıkıcı olmayın.

2 – Monolog asla işe yaramaz, tüketicilerinizi önce dinleyin.

3 – Açık ve dürüst olmalısınız: Olmazsak ne olur demeyin, fena tepeliyorlar unutmayın.

4 – Gerçek bir marka yüzünüz olmalı: Tüketiciler markalarıyla iletişim kurmak istiyorlar, muhatap bulamazsa kızıyor ve hemen ateşe biniyorlar.

5 – Gerçekten değerli ve somut bir şey önerin: İndirim, hediye kuponu sosyal medyada markaların çok rağbet ettiği uygulamalar olmakla birlikte güvensizliğe yol açıyor. Oysaki yeni ürün hakkında içeriden gelen bilgi, ayrıcalıklı alışveriş tüketicileri daha çok cezb ediyor.

6 – Kendi istek ve ihtiyaçlarına yanıt veren içerik görmek istiyor: Laf salatasından hoşlanmıyor. Alakalı olmayan içerikle karşılaşınca kızıyor ve kişisel alanının ihlal edildiğini hissediyor.

7 – Arkadaş gibi konuşun onlarla: Kullanıcılar, markalarının basit ve günlük bir dille konuşmalarını istiyor. Teknik bir dil ya da satıcı konuşmasına tahammül edemiyor.

8 – Biraz da olsa onlara kontrol hakkı tanıyın: Markalar, yıllardır elinde tuttuğu kontrolün bir kısmından artık feragat etmeli ve iletmek istediğini dikte edemeyeceği gerçeğine alışmalı. Kullanıcılardan gelen katkıyı kabul etmeli.

9 – Size ulaşmalarına izin verin: Tüketiciler, markaların sosyal medyadaki mesajlarını “kör parmağım gözüne misali bağırarak” iletmesini istemiyor.

10 – Bırakın sizin adınıza konuşsunlar: Tüketiciler markalarını savunduklarında sosyal medya o zaman markasını vezir ediyor.

Haydi, markalar gördüğünüz gibi iş hiç de kolay değil, ne diyelim sosyal medyadaki gazanız mübarek olsun!

Bu yazıyı semiyun adlı blog sitesinde gördüm ve paylaşmak istedim.

Yorum yapın